Size nasıl yardımcı olabilirim?
  • Çalışma Saatleri : 09:00 - 21:00

GÜLEN HAYVAN – Psikeart Şaka

saka

“İnsan dünyada o kadar çok ızdırap çeker ki, bütün canlı varlıklar arasında bir tek o gülmeyi icat etmek zorunda kalmıştır.”
Nietzsche

Gülmek, gülümsemek, tebessüm, kahkaha, mizah, şaka, espri, komiklik, güldürü… Günlük yaşamımızın renkli anlarını oluşturan bileşenler her biri. En çok temas ettiğimiz ama üzerine en az düşündüğümüz parçalardan oluşuyor bu renkli dünya. Sıkça yaptığımız şeyler üzerine düşünme eğilimiz daha az oluyor çoğu zaman. Düşündüğümüzde ise altında bambaşka şeyler buluyoruz. Pek çok durumun maskesi olabilen gülümsemenin nasıl  göründüğünden çok daha fazlası olabileceğini hep birlikte anlamaya çalışalım.

Aristoteles insanın özünü gülme üzerinden tanımlamıştır. Ona göre insan “gülen hayvan”dır ve hayvanlar arasında onu ötekilerden ayıran temel yetilerden biri gülmektir. Antik Yunan’a göre yaşamın biricikliği gülme ile anlamlıdır. Mizahın ilk izlerine rastladığımız günden bugüne mizah kendini ifade etmenin en etkin yollarından biridir. Mizah Arapça kökenli bir sözcüktür, şaka yapmak anlamına gelen “mezh” kökeninden türemiştir.Türkçe karşılığı ise “güldürü”dür.

Mizahın Üç Aşaması

Snetsinger ve Grabowski mizahın 3 aşaması olduğunu öne sürmüştür. Bunlar uyarılma, sorun çözme ve sonuç evreleridir. Uyarılmada alıcı mizahi bir sinyal alır. Bu sinyal bir sembol de bir eylem de olabilir. Kişinin içinde bulunduğu sosyal durum bu uyarılmayı etkilemektedir. Şaka; yapı, içerik ve karmaşıklık bakımından uyarılma evresiyle örtüşmelidir. İşitsel ve görüntüsel mizah uyarılma sırasında birbirine uymayan bilgileri ayrıştırmak için problem çözme aşamasına geçilir. Problem çözme ile birlikte uyumsuzluklar sonuçlandırılmış olur. Sonuçlandırma ile birlikte ise gülümseme ve gülmenin çeşitleri ortaya çıkmış olur.

Antik Yunan’da ünlü filozof Platon gülmeyi ya da gülme eğilimini bütün duygu-heyecanların alt katmanı olarak tanımlar. Peki bilinçdışının mimarı kabul edilen Sigmund Freud şaka- mizah kavramlarına nasıl bakmıştır?

Freud’a Göre Mizah

Freud 1900 yılında yayınladığı Rüyaların Yorumu kitabında rüyalarla mizah- şaka arasındaki psişik süreçte birçok ön bağlantı bulmuştur ve yıllar içinde bu ön bağlantıları geliştirecek çeşitli çalışmalar yapmıştır. 1905 tarihli bir metinde şakaların gelişiminde etkili olan bilinçdışı süreçlerin rüyadakilerle hemen hemen aynı olduğunu belirtmiştir. Rüyalarda, bilinç tarafından bastırılan arzular ve dürtülerin olduğu bilinçöncesi yani günün kalıntıları, ruhun dinamik bilinçdışı aracılığıyla süzülür.  Bu arzu ve dürtüler kabul edilebilir davranış ve ifadeler üzerinden öğrenilmiş toplumsal koşullara uymadıkları için şiddetle reddedilmiştir. Uyuyan kişinin uykuya devam edebilmesi, uykuda kalabilmesi için bilinçdışı bu arzu ve dürtüleri işleyerek bilinci rahatsız etmek yerine onları yeni bir kılığa sokarak artık tehdit edici olmayan, gözden geçirilmiş formlarla bilinç için erişilebilir kılar. Bu sürecin tamamına “düş çalışması” denir. Düş çalışması ve şaka çalışması- düş çalışmasının uyanık eşleniği-, birçok benzerliği paylaşır.

Şakalar; Bilişsel Psikoloji’nin “Aşağıdan Yukarıya İşleme” teorisinde olduğu gibi  yaratıcılarınının boşluk anlarında bilinçdışı zihni tamamlamak üzere belirirler. Aşağıdan Yukarıya İşleme bir tümevarım süreci olarak düşünülebilir. Zihinsel bir yorumlama sürecidir. Yeni gördüğümüz, bir fikrimizin olmadığı nesneyi tanımaya, tanımlamaya çalışırken bu yöntemi kullanırız. Parçaları birleştirir, bütünü oluştururuz.

Ayrıca şaka çalışması kabul edilemez duygu ve dürtüleri müstehcenlik, saldırganlık, sinizm ve derin şüpheciliği kahkahalar aracılığıyla keyifli bir hale dönüştürür.

Düş çalışması ve şaka çalışması bu dönüşümleri tamamlamak için benzer olarak yoğunlaşma, yön değiştirme ve dolaylı temsil gibi psişik araçları kullanırlar. Yoğunlaşma şakadaki kelimelerin çoklu anlamlarından yararlanır. Yön değiştirme ya da değiştirme;  kelime ya da kelime kullanımındaki  küçük farklılıklara ya da bileşik kelimelerdeki değişimlerin yol açtığı gülünç formülasyonlarda ortaya çıkar. Dolaylı temsil ise absürdlük, benzeşmeler, ve kusurlu mantık kurma gibi şaka tekniklerini içerir. İkisinin ayrıldığı nokta düş çalışmaları hoşnutsuzluğu en aza indirmeye çalışırken, şaka çalışmaları keyfi en üst düzeye çıkarmaya çalışır. Freud’a göre tüm zihinsel faaliyetlerimiz bu iki amaç doğrultusunda birleşir.

Hoşnutsuzluğun en aza indirilmesi ve zevklerin en üst düzeye çıkarılmasının iki amacını tanımlamak için Freud, şakayı yapan kişinin bunu yapmaya neden gerek duyduğunu ve dinleyicinin anlatıcıya karşı hangi psişik süreçlerden geçtiğini sorgulamıştır. Şakayı yapan kişide psişik enerji bilinci bastırır, örneğin ötekine karşı hissedilen saldırganlık gibi… Bilinçdışı şaka çalışması boyunca bastırılmış enerji serbest bırakılır ve saldırganlık zararsız bir formda şaka olarak ifade bulmuş olur. Dinleyici için de baktırılmış dürtüler hızlı ve yoğun bir zevk deneyimiyle birlikte art arda ortaya çıkar. Hem şakayı yapan kişi hem de dinleyici için empati ve ötekinin düşünce süreçlerinin içine girebilmek şaka sürecinin tamamlanması için temel esaslardır. Freud empati sürecine ek olarak “düşünsel taklitçiler” kavramını ortaya koyar. Burada dinleyici bilinçsizce kendini anlatıcının yerine koymaktadır. Bu durum ayna nöronların işlevleri ile büyük oranda benzerlik gösterir. Freud’un şaka süreciyle ilgili 1905 yılında ortaya koyduğu anlatıcı ve dinleyici arasındaki ilişki  Klein (1975), Bion (1983) ve Bollas (1987) tarafından tanımlanan yansıtmalı özdeşim kavramının habercisi olmuştur. Yansıtmalı özdeşim kuramına göre; psişik enerjiler normal ve psikoterapötik etkileşimler sırasında değiş tokuş edilir ve psişik süreçler iletişimdeki ötekinin süreciyle yakından ilişkilidir. Bu karşılıklı değiş tokuşta kahkaha her iki taraf için de “gerginliğin azalması” ve “sınırlılıkların/kısıtlamaların” son bulmasıdır.

Freud mizahın aslında tıpkı bastırma gibi savunma amaçlı bir süreç olduğunu ifade etmiştir. Mizah yön değiştirmesi diğer savunma mekanizmalarından farklı olarak algılanan psişik tehditle doğrudan yüzleşir. Mizah, tehdit edici etkinin varlığını kabul eder ve bunu yukarıda sıralanan yöntemlerle zevkli bir etkiye dönüştürür.

Şakanın Türleri

Freud’a göre şakanın iki türü vardır. Saldırganlıkla/ düşmanlıkla ilgili olanlar ve cinsellikle igili olanlar. Saldırganlık, düşmanlık ve şakayı birbiriyle ilişkilendirmek zor gibi görünebilir. Ancak bizi güldüren ya da bizim güldürdüğümüz şakaların tamamının masum olmadığını hatırlayalım. Freud’un saldırgan şakaların bastırılmış dürtülerin dışa vurumu için bir yol olduğunu öne sürdüğünü yukarıda konuştuk. İd karşıdakine saldırmak istediğinde ego ve süperego devreye girerek bunu toplumca kabul edilebilen bir biçime dönüştürür ve aşağılama, kinaye, yergi içeren şakalarla dışa vurmayı sağlar.

Cinsellik tabularının yıkılmasının oldukça zor olduğu bir dünyada mizah aracılığıyla cinsellik konuşulabilir hale gelir. Cinselliği mizah üzerinden konuşuyor olmak kişinin konuştuğu meseledeki sorumluluğunu azaltır.  Mizah cinselliğin konuşulabilmesi için bir maske görevi görmektedir. Kişiler konuşmakta zorlandığı pek çok konuyu cinsel mizah- cinsel şakalar, fıkralar- üzerinden  rahatça konuşabilmektedir ve ayıp, günah, yasak gibi kavramlar komik, eğlenceli, rahatlatıcı kavramlarına evrilmektedir.

Freud saldırganlık/düşmanlık ve cinsellik temelli şaka ve fıkralara gülüyor olmamızı bir katarsis tepkisi olarak tanımlar. Olayın başında yer alan saldırganlık ve cinsellik konuları bireyde bir gerginlik yaratır ve son cümle ile bu gerginlik  gülme ya da kahkaha ile boşalır.  Şakaları komik buluyor olmamızdan çok onlarla rahatladığımız ve gerginliğimiz azaldığı için güleriz.

Sonlandırmayı Manning’in “Mizah her insanın ayırıcı parmak izidir” sözüyle yapmak isterim. Herbirimizin içsel süreçlerinin bir aynası olan şaka alanı bizi zannettiğimizden daha çok yansıtıyor aslında. Gördüğümüzden, duyduğumuzdan, göründüğümüzden olduğu gibi güldüğümüzden de çok daha fazlasıyız. Bir puro bazen yalnızca bir puro değildir ve neye güldüğümüz ve nasıl güldürdüğümüz kim olduğumuzu büyük oranda belirler… Psişik ekonomimizin verimli kaynakları olarak kullandığımız şakaların gerçekliğiyle temasta kalmak umuduyla!

Devamı ve daha fazlası için : https://www.psikeart.com/store/psike-art-saka

Author: Ataşehir Klinik Psikolog

Uzman Klinik Psikolog Sena Soysal, Ataşehir'de ergen, yetişkin, çift-aile, cinsel terapi alanlarında danışan görmekte ve klinik çalışmalarını sürdürmektedir.