bitmemiş meseleler

Bir şeyin peşinden gitmek… Durmadan, bıkmadan, yanlış gelme hissine rağmen ilerlemek… İşte bunu bize bitmemiş meseleler yaptırıyor.

Hayatınızda daha önce yaşadığınız ve sizi üzen bir deneyimi tekrarladığınız oldu mu? Üzüleceğinizi bile bile yeniden yaptığınız bir şey? Eski sevgilinizle barışmanızı düşünün mesela, ve yeniden ayrılışınızı… Ne arıyordunuz orada?

Hangi duygunuz eksikti de tamamlamaya çalışıyordunuz? Hayatımızdaki yarım kalan işleri geriye dönerek tamamlamak isteriz. “Neden” olduğunu anlamaksızın tekrar ederiz bunu. Bitmemiş meseleleri bugüne taşıdıkça şimdiye odaklanmakta zorlanırız. Geçmiş ihtiyaçlarımız hala karşılanmayı bekliyorken şimdiki ihtiyacımızı bastırmak zorunda kalırız.

Her bir bitmemiş mesele karşılanmayan bir ihtiyaçtır, zihnimizde kocaman bir soru işareti olarak bizi bugünden uzaklaştırır. Tamamlanmamış işler kaygıyı artırır ve kişi bu duyguları taşımakta zorlanabilir.

Hayatın her alanı bitmemiş meselelerimizle dolu olabilir.

Alacağınız şeyi ertelemek, onarılacak dolap için bir türlü zaman ayırmamak, uzun zamandır annenizle yapmak istediğiniz konuşmayı zihninizde döndürüp durmak ve bir türlü eyleme geçmemek gibi…

Kendimize yakın hissettiğimiz kişilerle ilgili tamamlamadığımız meselelerimiz hayatımızda daha büyük bir alan kaplamaktadır. Yakın ilişkilerde hissedip paylaşılmayan öfke, kırgınlık, üzüntü, nefret, suçluluk, aşk, mutluluk, heyecan duyguları tamamlanmamış döngünün bir parçası olur.

Sevgilinize çok kızdığınızı hayal eldin…

Çok öfkelisiniz ama hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsunuz. Öfkenizle ilgili tek bir şey bile söylemediniz ona. Böylece hissettiğiniz duygular ve ifade etmediğiniz düşünceleler içinizde yaşamaya devam ediyor.

Belki konuşsanız daha kolay affedeceksiniz onu, kabul edip kenara koyabileceksiniz yaşananları. Bunun yerine bitmemiş meseleler rafına, karşılanmayan ihtiyaçlar köşesine itiyorsunuz bu yaşananı da.

Henüz çok derine inmemiş, hala hatırlanabilen meseleler, yüzleşmek için çok da uzakta sayılmazlar… Eski bitmemiş meselelerimizin bizi bugünden uzaklaştırdığını, şimdiye ve yeni yaşantılara odaklanmada zorluklara yol açtığını hatırlamakta fayda var.

Terapi odası kişinin bitmemiş meselelerinin farkına vardığı, kendi hisleriyle buluştuğu bitmemiş meselelerini sağlıklı bir biçimde tamamlaması için alan açabildiği ve geçmişte kalan enerjiyi bugüne taşıyabildiği bir yolculuğa ev sahipliği yapar.

Bitmemiş meselelerini sonlandırabilen bir birey geçmiş, şimdi, kendisi ve çevresiyle temas kurmakta daha az zorlanacaktır.

İhtiyaçlarının daha çok farkına vararak onları ifade etmeyi ve karşılamayı öğrenmiş olacaktır.

Eğer sizin de zihninizi durmadan meşgul eden düşünce ve hisleriniz varsa düğümlerin çözülmesi, bitmemiş meselelerinizi tamamlamak için bir yerden başlamanız gerek. Şimdiyi daha fazla kaçırmadan harekete geçin…

Author: Sena Soysal

Ataşehir Psikolog Sena Soysal; İstanbul anadolu yakasında çalışmalarını sürdüren Klinik Psikolog Sena Soysal, Yeditepe Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik lisans eğitimini yüksek onur derecesiyle bitirmeye hak kazandı. Klinik Psikoloji yüksek lisans programıyla uzmanlığını tamamladı. Daha fazlası için : Klinik Psikolog Sena Soysal