sosyal izolasyon

“Kendimi hiç buraya ait hissetmiyorum, toplum içinde olmak beni kaygılandırıyor”. Bu cümle bize yabancı olmasa gerek. Pek çok insan için kalabalık yerlerde olmak çok kolay bir durum değildir. Çevresindekilerle iletişim kurmak, bir paylaşımda bulunmak “sosyal bir varlık olmak” bazılarımız için zordur. Birebir iletişimde çok rahat olabilen bu kişiler sosyal alanlarda kabuklarına çekilen bireyler haline gelebilirler. Günümüzde sıkça kullanılan  sosyal izolasyon teriminin detaylarına hep birlikte göz atalım…

Sosyal alanlarla arası iyi olmayan bireylerin genellikle grup içi etkinliklerde  utangaç oldukları görülebilir. Utangaç tavırlar kaygının dışa vurumu olarak tanımlanabilir ve utanma duygusuyla kişi toplu ortamlardan kendini uzaklaştırabilir. ” Etrafımda birileri varken ne diyeceğimi bilemiyorum, konuşurken anlamsız cümleler kuruyorum, herkes bir arada görünürken kendimi dışlanmış hissediyorum” cümleleri bu kişiler tarafından sıkça kullanılabilir. Uzaktan bakıldığında burnu havada, soğuk nevale, duygusuz gibi tanımlamalara maruz kalan bu kişiler gerçekte sosyalleşmeyi çok isteyen ancak bundan korkan bireylerdir. Bu kişiler dışarıdan bakıldığında mesafeli, soğuk, gerçeklikten kopuk, kendini geride tutan insanlar olarak görülebilirler. Bu kişiler “Sosyal İzolasyon” olarak bilinen fenomeni hisseden bireylerdir.

Sosyal  izolasyonun bedeli yalnızlıktır. Birey kendini “farklı” veya “istenmeyen”  kişi olarak hissedebilir. Sosyal izolasyon duygusu ile karşı karşıya kalan bireylerin sürekli bir performans kaygısı ile mücadele ettiklerini söylemek yanlış olmaz.

Sosyal geri çekilmeye eğilimli bireylerin en büyük korkuları başkaları tarafından incelenmek, yargılanmak ve kötü görünmektir. Diğerlerinin kendileri ile ilgili düşüncelerini merkeze koymaktan geri duramazlar. Tanıdık ortamlarda sosyal becerilerini rahatça kullanabiliyorken yabancı hissettikleri ortamlarda bu rahatlığın yerini gerginlik alır.  “Diğerlerinden farklı olma’’ hissi yoğunken kişi kendini ortamdan kopuk  hissederken ve diğerleri tarafından soğuk ve mesafeli olarak tanımlanabilirler. Kişinin dışarıya verdiği mesaj ‘’erişilmez’’ olduğudur. Bu gibi durumlarda hissedilen şey aslında ‘’ait olamama’’ duygusudur. Ait olamama duygusu uyum sağlayamamayla paraleldir ve bu çoğu zaman acı ve yalnızlıkla sonuçlanır.

Neden Sosyal İzolasyon? Nelerden Kaçıyoruz?

Sosyal izolasyonun çocukluk ve ergenlikte oluşmaya başladığı ve yaşanan diğer stresörlerle daha da tetiklenerek yetişkinlikte de devam ettiği görülmektedir. Fiziksel, zihinsel ve sosyal nedenler bir araya gelerek kişinin sosyal olarak kendini geri çekmesine yol açmaktadır. Farklı veya diğerleri tarafından istenmeyen bir özellik sonucu akranlar tarafından dışlanma çocuklukta ve ergenlikte kişinin sesiz kalıp geri çekilmesiyle sonuçlanır. Reddedilmek yerine görünmemeyi tercih etmeyle başlayan bu süreç yaşamın tüm alanlarına yayılarak bir kişilik özelliği haline gelir.

Zaman zaman sosyal izolasyon davranışı göstermek hayatımızın doğal akışının bir parçasıdır. Kendimize güvenmekte zorlandığımız, reddedilmekten endişe duyduğumuz noktalarımız olabilir. Burada önemli olan; budurumun hayatımızda kapladığı yer ve önem düzeyidir. Bu konuyla ilgili taşıdığınız kaygılar eğer hayatınızı istediğiniz gibi yaşamanızı engelliyorsa psikolojik destek almakta fayda var.

Sosyal İzolasyonu Anlamak İçin:

  • Geçmişinize dönün, çocukluğunuzdan hatırladığınız reddedilme deneyimlerini gözünüzde canlandırmaya çalışın, nasıl hissediyorsunuz?
  • Kendinizi en çok hangi sosyal durumlarda endişeli ve gergin hissediyorsunuz?
  • Dahil olmaktan çekindiğiniz grupları belirlemeye ne dersiniz?
  • Yabancı, reddedilmiş, kırılmış hissettiğiniz durumlar ve kişileri gözünüzde canlandırabiliyor musunuz?

Sosyal izolasyonu daha iyi anlamak için yukarıda sıralanan maddeleri değerlendirdiğinizde hissettiğiniz kaygıyı daha iyi tanıyacak, anlayacak ve kaygınızı geri çekilmeden yönetebilmek adına ilk adımı atmış olacaksınız.

Belki de kabuğundan çıkmak için içinde gizlediğin güce temas etmeye ihtiyacın var. Nasıl mı? Tam olarak böyle :https://www.senasoysal.com/hissettigin-guc-senin/

 

Author: Sena Soysal

Ataşehir Psikolog Sena Soysal; İstanbul anadolu yakasında çalışmalarını sürdüren Klinik Psikolog Sena Soysal, Yeditepe Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik lisans eğitimini yüksek onur derecesiyle bitirmeye hak kazandı. Klinik Psikoloji yüksek lisans programıyla uzmanlığını tamamladı. Daha fazlası için : Klinik Psikolog Sena Soysal