”Zaman ile ilişkimiz bozulduğunda ızdırap çekmeye başlarız.”
Rollo May’dan gelen zamanla ilişkimize dair bu tespiti biraz açalım.
Yunan mitolojisinde zamanın iki türü vardır.
🕣 Biri Kronos
⏳ Öteki ise Kairos
🕣 Kronos, niceliksel zamanı temsil eder yani kronolojik zamandır, geleceğe doğru akar. Mantığın çerçevesidir.
⏳ Kairos, içsel zamanı temsil eder yani nitelikseldir. Kendiliğinden ve spontanedir. Sezginin çerçevesidir.
Kronos gündelik hayatı yaşayabilmemiz için, kairos ise kendimizle kurduğumuz iliki için bir temel oluşturur.
Yani hem kronos hem de kairosa yaşamak için ihtiyacımız var.
Kairosla ilişkimizim bozulmasını kendimize yabancılaşma olarak deneyimliyoruz, kronosla ilişkimizin bozulmasını da dünyada olma hali ile ilişkimizin bozulması olarak…
Gündelik yaşamımızda ne kadar çok hem kronos hem de kairosla ile kurduğumuz ilişkilerin duraksadığını, kimi zaman koptuğunu bir düşünün…
Örneğin geç kalma, sürekli telaş etme, gelecekte ya da geçmişte yaşama, Avm’dr zamanı takip edememe, bilgisayar oyunu başında ihtiyaçları fark edememe….
Tüm bunlarda sadece kronostan değil kairostan da uzaklaşıyoruz; spontanlığa, kendiliğindenliğe yer bırakmıyoruz!
Zamanın iki türüyle de bozulan bu ilişkimiz zaman algımızın değişmesi veya dengesizleşmesiyle ve bizim için anlamlı olan deneyimleri fark etmek ve ayırt etmekten de uzaklaşmamıza sebep oluyor.
Eğer sizin de zamanla ızdıraplı bir ilişkiniz var ise Kronos ve Kairos’a biraz daha yakından bakmaya ihtiyacınız olabilir…
Klinik Psikolog Sena Soysal
İstanbul Ataşehir Psikolog